1.12.06

* Filmlerdeki Hayat – 5



Woody Allen “Radio Days” adlı filminde, TV, bilgisayar, internet vs. gibi şeylerin henüz evlerimize girmediği, tek eğlencenin radyo denen neşeli bir kutu olduğu günlerden bahseder. Anlatılanların çoğu kendi anılarından veya o zamanlar duyduğu ve gerçek olup olmadığından emin olmadığı hikayelerden derlenmiştir. Akşamları o kutunun etrafında toplanan aile üyelerinin sıcak bir atmosferde sohbet etmeleri, kimi zaman çalan müziklerle dans edişleri, radyoda anlatılanlara kah hüzünlenmeleri kah gülmeleri, çok popüler olan bazı sohbet ve yarışma programlarının toplum üzerindeki etkileri vs., kısaca hayatlarının her anında radyo programlarının ve müziğin derin izler bırakacak denli yer etmesi akıcı bir sinema diliyle yansıtılır. Ne yazık ki bizim ülkemizde radyolu dönem oldukça kısa sürmüş, insanlar bu zevki fazla yaşayamadan, TV ansızın çıkagelmiş ve evlerimizin baş köşesine kurulmuştur.



Filmdeki gerçek hikayelerden biri, bir gece Woody’nin mahallesindeki komşularından birinin evine giren hırsızlarla ilgilidir. Hırsızlar karanlıkta soygunu gerçekleştirdikleri bir sırada telefon çalar ve içlerinden biri telefonu açmak zorunda kalır. Arayan, o anda canlı olarak yayınlanmakta olan bir radyo yarışma programının sunucusudur. Aile, o geceki şanslı ailedir, ama ne yazık ki evde değillerdir. Sunucu, olanlardan habersiz telefondaki kişiye birinci soruyu sorar. Orkestra bir parça çalmakta ve yarışmacıdan, parçanın ismini bilmesi istenmektedir. Hırsızlar üç soruyu da doğru cevaplar ve evi talan edip giderler. O gece eve dönen aile manzarayla karşılaşınca çok üzülür, fakat ertesi gün yarışmadan kazandıkları söylenen buzdolabı, çamaşır makinesi, çeşitli mobilya ve ev eşyaları ile evleri donatılmak üzere evlerinin önündeki kamyonu boşaltanlara şaşkın şaşkın bakışları gerçekten çok eğlencelidir.

Hayata iyi bakın

Blueman

08.12.1998

Hiç yorum yok: