12.12.06

* Şubat dolunayı

Sahil bomboştu.
Denizden esen buz gibi rüzgar sanki tüm gözenekleri zorlayıp acıtarak vücutlarının içine sızıyordu.
Gölgeleri dolunayın ışığında keskinleşmişti.
Gölgeler denize ulaşınca durdular.
Rüzgar onlara engel olmak istercesine üzerlerine üzerlerine geliyor, canlarını yakıyordu.
Her zamanki asaleti ve ihtişamı ile gökyüzündeki rotasını ağır ağır izleyen dolunayın göz kamaştırıcı ve sımsıcak ışıkları ise iyice kabarıp kendini sahile vuran dalgaları gümüş rengine boyamış olmasına rağmen onları yatıştıramıyor, deli rüzgara söz geçiremiyordu.
Nedense bugün çok asiydiler.
Gölgeler rüzgar ve dalgalara daha fazla direnemedi.
Oysa suyun üzerinde yürüyüp, dolunayın ışınlarından birine tırmanıp çok ama çok uzaklara, belki de güneşe bile gidebilir, sakin ve huzur dolu sahillere ulaşabilirlerdi.
Ne yazık ki devam edecek gücü kendilerinde bulamadılar ve oracıkta yığılıp kaldılar.

The moon is on ice - Ay buz içinde
It smiles from above - Yukarıdan gülümsüyor
It lights up the night - Geceyi aydınlatıyor
And sends you its love - Ve sana sevgisini gönderiyor
And sends you its love - Ve sana sevgisini gönderiyor
In a small cafe - Küçük bir kafede
You said you were mine - Bana ait olduğunu söylemiştin

YELLO – “The Moon Is On Ice”

Hayata iyi bakın

Blueman

20.02.2000

Hiç yorum yok: