29.8.07

* Kendi değerini bilmek

Labirent - Kral ve Tacı

"Günlük koşturmacalarınızın arasında, arada bir durup, yaşam denen dolambaçlı labirentte ne kadar yol aldığınıza baktığınız olur mu hiç?
"Bundan bir hafta önce, beş yıl önce, on yıl önce neresindeydim bu labirentin şimdi neresindeyim?" dediğim çok olur benim. Durup düşününce, ilk başta dümdüz gittiğimi sandığım anlarda, burnumu küt diye tosladığım, labirentin çıkmazlarının ucundaki düz duvar gelir aklıma. Tamamen umutsuzluğa kapıldığım, "herşey bitiyor mu?" dediğim köşebaşları. Nedense en önce onlar gelir. Hayretle düşünürüm; nasıl da umutsuzken, bir süre sonra hiç yaşanmamış gibi oluverirler. Çekilen sıkıntılar, üzüntüler, sanki hiç yaşanmamıştır. Sanki bir tiyatro oyununun herhangi bir sahnesi gibi, o an yaşanmış ve bitmiştir aslında asır gibi gelen uzun zaman dilimleri. Sonra mutlu anlar gelir aklıma. Kimler için ne yapabildiğimi düşünürüm en sonra da.
Kendim? Bunu çok uzun zamandır düşünmediğimi farkettim. Düşünmeye fırsatım ve zamanım olmadı, yaratamadım belki de o zamanı. Ama değerli bir dostumun söylediği bir söz, bakış açımı değiştirdi. Şöyle diyordu: "Aslında insan kendinin kralı olmalı."
İşte bu sözü ilk duyduğum anda karar verdim.
Evet, bence de herkes kendinin kralı olmalıydı, tabii ben de. Ve kimsenin anlamadığı ve göremediği bu gizli tacı başında taşırken, kıs kıs da gülmeli, tadını çıkarmalıydım. Kimsenin farkedemediği masal kahramanı kralın elbiseleri gibi, o tacı da eksik etmemeli insan başından. Yaşam koşturmacası içinde bir payı da kendine ayırmalı sahip olduğu zaman dilimlerinden... Eğer uzun zamandır kendinize zaman ayıramadıysanız, bu kısacık bir an bile olsa; çok değerli ve özel geliyor insana. Sadece kendiniz için yaşayacağınız, yanısıra en yakınınızı bile düşünmeyeceğiniz çok özel bir zaman. Deneyin ve bu zamanı yaratın mutlaka.
Kendinizi ödüllendirin.
Başınızdaki görünmez tacın hakkını verin, ara sıra bile olsa..."

Yazarını bilmiyorum.

Tacınızın başınızdan eksik olmadığı bir haftasonu ve hayat dilerim.

Hayata iyi bakın

Blueman

31.05.2002

Hiç yorum yok: